überleben

listen to the pronunciation of überleben
Немецкий Язык - Турецкий язык
{ü: bır'le: bın} (sağ) kurtulmak; daha uzun yaşamak
(sağ) kurtulmak; daha uzun yaşamak
bekan
ayakta kalma
sürvi
hayatta kalmak

Adaptasyon hayatta kalmak için anahtardır. - Anpassung ist der Schlüssel zum Überleben.

yaşam savaşı
Английский Язык - Турецкий язык

Определение überleben в Английский Язык Турецкий язык словарь

survival
{i} hayatta kalma

Yiyecek hayatta kalmak için gereklidir. - Food is essential for survival.

Adaptasyon hayatta kalmak için anahtardır. - Adaptation is the key to survival.

survival
başkasının ölümünden sonra hayatta kalma
survival
(Askeri) hayatta kalabilme
survival
artakalan şey
survival
(Dilbilim) yaşayakalma
survival
yaşama

Caribou ultraviyole ışığı görebilir. Bu yetenek sert Arktik ortamda yaşamaları için hayati önem taşımaktadır. - Caribou can see ultraviolet light. This ability is crucial to their survival in a harsh Arctic environment.

Başını yere eğmenin ve güvenle yaşamanın bir hayatta kalma içgüdüsü olup olmadığını merak ediyorum. - I wonder if keeping your head down and living safely is a survival instinct.

survival
yaşamı sürdürme
survival
eskiden beri süregelen şey
survival
eskiden kalma şey
outliving
uzun yaşadı
survival
mecburi iniş veya uçak kazasından sonra gerekl
survival
(isim) hayatta kalma, sağ kalma, kalma, daha uzun yaşama, hatıra, yadigâr
survival
{i} sağ kalma
survival
{i} kalma

Adaptasyon hayatta kalmak için anahtardır. - Adaptation is the key to survival.

Gıda, giyim ve barınak hayatta kalmanın temelleridir. - Food, clothing and shelter are the foundations of survival.

survival
diğerlerinden fazla yaşama
survival
(Askeri) HAYATTA KALABİLME, HAYATI: İDAME: Bir esir kampında veya düşman arazisi içinde, hayatta kalıp geri dönme imkanını kazanma mücadelesi
survival
modası geçmiş bir inanç veya geleneğin baki kalması
survival
{i} hayatta kalma: They're fighting for their survival. Yok olmamak için savaşım veriyorlar
survival
beka
Немецкий Язык - Английский Язык