Everybody praised his heroism.
 - Herkes onun kahramanlığını övdü.
When we are praised, we gain confidence.
 - Övüldüğümüz zaman güven kazanırız.
Tom is always fishing for compliments.
 - Tom her zaman övgü için balık tutuyor.
Tom returned the compliments.
 - Tom övgüleri iade etti.
Everybody praised his heroism.
 - Herkes onun kahramanlığını övdü.
The people praised him for his courage.
 - İnsanlar onu cesaretinden dolayı övdü.
He spends all his time extolling her virtues.
 - O bütün zamanını erdemlerini övmek için harcar.
To raise one's name in later generations and thereby glorify one's parents, this is the greatest expression of filial piety.
 - Birinin adını daha sonraki kuşaklarda yükseltmek ve böylece birinin ebeveynlerini övmek, bu anne babaya saygının en büyük ifadesidir.
There are economic systems that don't glorify money.
 - Parayı övmeyen ekonomik sistemler var.
His first answer was laudable.
 - Onun ilk cevabı övgüye değerdi.
Mark is so honest that everybody commends him for it.
 - Mark o kadar dürüsttür ki bunun için herkes onu över.
The returning soldiers were commended for their bravery in battle.
 - Geri dönen askerler savaştaki cesaretleri nedeniyle övüldüler.