önyargi

listen to the pronunciation of önyargi
Турецкий язык - Английский Язык

Определение önyargi в Турецкий язык Английский Язык словарь

önyargı
prejudice

He was prejudiced against women drivers. - Kadın sürücülere karşı önyargılıydı.

His opinion is free from prejudice. - Onun görüşü önyargısızdır.

önyargı
bias

She has a strong bias against abstract painting. - Onun soyut resme karşı güçlü bir önyargısı var.

This is a biased article. - Bu önyargılı bir makale.

önyargı
prejudgment
önyargı
preconception
önyargı
preconceived opinion
önyargı
prejudice, preconception, bias peşin hüküm
önyargı
prejudgement [Brit.]
önyargı
forejudgment
önyargı
jaundice
önyargı
forejudgement
önyargı
prepossession
önyargı
{i} prejudgement
önyargı
partipris
önyargılar
preconceptions
önyargılar
prejudices

Your prejudices are showing. - Önyargılarınız gösteriyor.

We should not be influenced in our decisions by our prejudices. - Kararlarımızda önyargılarımızdan etkilenmemeliyiz.

etnik önyargı
ethnic prejudice
sosyoekonomik önyargı
(Pisikoloji, Ruhbilim) socioeconomic bias
yerel önyargı
(Politika, Siyaset) local prejudice
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение önyargi в Турецкий язык Турецкий язык словарь

önyargı
peşin hüküm, peşin yargı