Определение önerim в Турецкий язык Английский Язык словарь
- öneri
- suggestion
My sponsor was willing to agree to my suggestion.
- Benim sponsorum benim öneriyi kabul etmek için istekliydi.
Your suggestion seems reasonable.
- Önerin mantıklı görünüyor.
- öneri
- offer
The offer is too good to be turned down.
- Öneri geri çevrilemeyecek kadar çok iyidir.
We accepted his offer.
- Biz onun önerisini kabul ettik.
- öneri
- proposal
I support the proposal.
- Ben öneriyi destekliyorum.
An executive council was formed to discuss the new proposal.
- Yeni bir öneriyi tartışmak için bir yürütme kurulu oluşturuldu.
- öneri
- advice
Tom gave Mary some practical advice.
- Tom Mary'ye bazı pratik öneriler verdi.
She thanked him for his helpful advice.
- Yararlı önerisi için ona teşekkür etti.
- öneri
- {i} tip
This article contains tips for those who are eager to increase their vocabulary.
- Bu makale, kelime hazinesini artırmak isteyenler için öneriler içerir.
- öneri
- (Bilgisayar) recommendation
The lack of credibility of a married writer’s recommendation to remain unmarried is the weak point of the book.
- Evli bir yazarın bekar kalma önerisinin güvenilirlik eksikliği kitabın zayıf noktasıdır.
We provide legal advice and strategy recommendations to various public relation campaigns.
- Çeşitli halkla ilişkiler kampanyalarına hukuki tavsiye ve strateji önerileri sunuyoruz.
- öneri
- submission
We welcome submissions.
- Önerileri memnuniyetle karşılıyoruz.
- öneri
- counsel
- öneri
- instigation
- öneri
- herb
- öneri
- (Meteoroloji) advisory
- öneri
- (Bilgisayar) bring-in
- öneri
- tendering
- öneri
- pool
- öneri
- {i} propose
The amendment was first proposed in 1789.
- Değişiklik ilk olarak 1789'da önerildi.
Several plans were proposed.
- Birkaç plan önerildi.
- öneri
- proposition
I like your proposition.
- Ben senin önerini seviyorum.
I absolutely cannot approve the proposition.
- Öneriyi kesinlikle onaylayamam.
- öneri
- idea
I had a pretty good idea Tom wouldn't like my suggestion.
- Tom'un önerimden hoşlanmayacağına dair oldukça iyi bir fikrim vardı.
- öneri
- {i} offering
I'm offering to help you now.
- Şimdi sana yardım etmeyi öneriyorum.
Would you like something to drink? No, but thanks for offering.
- Bir şey içmek ister misin? Hayır, ama öneri için teşekkürler.
- öneri
- {i} bid
- öneri
- the proposal
- öneri
- (Hukuk) proposal, premise
- öneri
- tender
- öneri
- proffer
- öneri
- suggestion, proposal
- öneri
- overture
- öneri
- intimation
