You may as well say it to him in advance.
- Siz de ona önceden söyleyebilirsiniz.
You may as well say it to him in advance.
- Siz de ona önceden diyebilirsiniz.
Tom was previously a drunk, but now he's a teetotaler.
- Tom önceden bir sarhoştu ama şimdi bir yeşilaycı.
Previously, I learned German in school.
- Önceden okulda Almanca öğrendim.
We prepared snacks beforehand.
- Biz önceden aperatifleri hazırladık.
Let's get things ready beforehand.
- İşleri önceden hazırlayalım.
We should have phoned ahead and reserved a table.
- Önceden telefon etmeliydik ve bir masa ayırtmalıydık.
I wish you had called ahead.
- Keşke önceden arasaydın.
I can't find Tim. Has he gone already?
- Tim'i bulamıyorum, o önceden gitti mi?
Has the mailman already come?
- Postacı önceden geldi mi?
He arrived two days previously.
- O iki gün önceden vardı.
My water broke on the evening of the predicted birth date.
- Önceden belirlenen doğum tarihinin akşamında suyum kesildi..
I'm sorry, but I have a prior engagement.
- Üzgünüm, fakat önceden verilmiş sözüm var.
The defendant has no prior convictions.
- Sanığın önceden hiçbir mahkumiyeti yok.
Please inform me of the plan ahead of time.
- Lütfen önceden planınızı bana bildirin.
I try to always arrive at least five minutes ahead of time.
- Her zaman en az beş dakika önceden gelmeye çalışırım.
I know better than to climb mountains in winter without making all necessary preparations beforehand.
- Önceden tüm hazırlıkları yapmadan kışın dağlara tırmanacak kadar aptal değilim.
Let's get things ready beforehand.
- İşleri önceden hazırlayalım.
He bought the pre-cut pork loin.
- O önceden kesilmiş domuz filetosu aldı.
Has Tom already told you what needs to be done?
- Tom ne yapılması gerektiğini önceden sana söyledi mi?
In the same way as Hegel, Panovsky's notion of the dialectic makes history follow a predetermined course.
- Hegel'le aynı şekilde, Panovsky'nin diyalektik kavramı tarihe önceden belirlenmiş bir rotayı izlettirir.
bu seri (ürünler) önceden tanımlanmıştır.
This contest is fixed.
- Bu yarışma önceden ayarlanmış.
She's very unpredictable.
- O çok önceden bilinmez.