He got down on his knees and prayed for the souls of the deceased.
 - Dizlerinin üzerine çöktü ve ölenlerin ruhları için dua etti.
A monument was erected in memory of the deceased.
 - Ölenin anısına bir anıt dikildi.
We won't let you pass away.
 - Ölmene izin vermeyeceğiz.
The patient may pass away at any moment.
 - Hasta herhangi bir anda ölebilir.
Dying is not the opposite of living: we spend our life living while we don't spend our death dying.
 - Ölüm yaşamın zıttı değildir: biz ölümümüzü ölürken geçirmezken hayatımızı yaşarken geçiririz.
People living in this area are dying because of the lack of water.
 - Bu alanda yaşayan insanlar su yokluğu nedeniyle ölüyor.
Marilyn Monroe died 33 years ago.
 - Marilyn Monroe, 33 yıl önce öldü.
Ivy Bean, the oldest user of both Facebook and Twitter, died at 104.
 - Hem Facebook'un hem de Twitter'ın en yaşlı üyesi olan Ivy Bean, 104 yaşında öldü.
A monument was erected in memory of the deceased.
 - Ölenin anısına bir anıt dikildi.
Fadil was found deceased in his apartment.
 - Fadıl evinde ölü bulundu.
All those who take up the sword shall perish by the sword.
 - Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek.
My whole family perished in the fire.
 - Benim bütün ailem yangında öldü.
Marilyn Monroe died 33 years ago.
 - Marilyn Monroe, 33 yıl önce öldü.
Dalida died from an overdose of sleeping pills.
 - Dalida aşırı dozda uyku hapından öldü.