Tom wrote Mary's name as the cheque payee.
- Tom çek alacaklısı olarak Mary'nin adını yazdı.
As soon as I received the cheque, I went to the bank.
- Çeki alır almaz bankaya gittim.
I saw a horse pulling a cart.
- Ben araba çeken bir at gördüm.
Sami and Layla seemed like two magnets pulling towards each other.
- Sami ve Leyla birbirlerine doğru çeken iki mıknatıs gibi görünüyorlardı.
I need a tool for pulling weeds in my garden.
- Benim bahçemdeki yabani otları çekmek için bir alete ihtiyacım var.
He pulled up the weed and threw it away.
- O, otu çekti ve onu attı.
Tom's new shirt shrunk when he washed it and now it doesn't fit.
- Tom yeni gömleğini yıkadığında çekti ve şimdi uymuyor.
My jeans have shrunk.
- Kot pantolonum çekti.
He used to suffer from stomach aches.
- O, mide ağrılarından dolayı acı çekerdi.
Some people in the world suffer from hunger.
- Dünyada bazı insanlar, açlıktan çeker.
Taro drew 10,000 yen from the bank.
- Taro bankadan 10.000 yen çekti.
Madonna's concert drew a large audience.
- Madonna'nın konseri büyük bir dinleyici çekti.
Roll up your right sleeve.
- Sağ elbise kolunu yukarı çek.
I find her appearance attractive.
- Onun görünümünü çekici bulurum.
Negative electrons attract positive electrons.
- Negatif elektronlar pozitif elektronlar çekerler.
Stop yanking my hair, it hurts!
- Saçımı çekmeyi durdur, acıyor!
Tom yanked Mary's hair.
- Tom, Mary'nin saçını çekti.
In that language, adjectives and nouns are inflected for gender.
- O dilde, sıfatlar ve isimler cinsiyete göre çekilir.
Such languages as Russian, Polish, Czech and Bulgarian have common Slavic roots.
- Rusya, Polonya, Çek ve Bulgaristan'ın ortak Slav kökleri var.
The flag of the Czech Republic is almost the same as that of the Philippines.
- Çek Cumhuriyeti'nin bayrağı Filipinler'inkiyle neredeyse aynıdır.
May I pay with a travelers' check?
- Seyahat çekiyle ödeyebilir miyim?
The bank will cash your fifty dollar check.
- Banka 50 dolarlık çekini nakite çevirecek.
Tom was lured into a trap.
- Tom bir tuzağa çekildi.
The music lured everyone.
- Müzik herkesin ilgisini çekti.