Don't put children into the bag.
- Çocukları çantaya koymayın.
He attached a label to the bag.
- Çantaya bir etiket iliştirdi.
I can't find my vanity case.
- Makyaj çantamı bulamıyorum.
Put the case in the hands of the police.
- Çantayı polise bırakın!
This is the same purse that I lost a week ago.
- Bu, bir hafta önce kaybettiğim aynı çanta.
This purse is made of paper.
- Bu çanta kağıttan yapılmıştır.
Keep an eye on my suitcase while I get my ticket.
- Ben biletimi alırken çantama dikkat et.
You haven't put anything in your suitcase yet.
- Henüz çantana bir şey koymadın.
I'll return to get my handbag.
- Ben el çantamı almak için geri döneceğim.
This handbag is made of paper.
- Bu çanta kağıttan yapılmıştır.
I mean... my life, Dima said. Anyway, there's 3,000,000 BYR in this briefcase.
- Dima; Hayatımın anlamı... dedi. Nasıl olursa olsun bu evrak çantasında 3 milyon Belarus Rublesi var.
The money was stolen from his briefcase.
- Para evrak çantasından çalındı.
Where is my satchel? It's on the chair.
- Omuz çantam nerede? Sandalyenin üstünde.