çalınabilir

listen to the pronunciation of çalınabilir
Турецкий язык - Английский Язык
playable
Of a move, giving a reasonable result; able to be played without losing
Able to be played
{s} appropriate for playing; can be played
capable of or suitable for being played or played on; "a playable lie in golf"; "the baseball fan reached out and caught a foul that was judged playable"; "the ball field was playable"; "harpsichord music is readily playable"- P
of a game, able to be played and enjoyed
Lang
çal
steal

I forgave the boy for stealing the money from the safe. - Kasadan parayı çaldığı için çocuğu bağışladım.

He will not steal my money; I have faith in him. - O, benim paramı çalmaz, ona güvenim var.

çal
engage
çal
rang

I was going out, when the telephone rang. - Telefon çaldığında, ben dışarı gidiyordum.

I was having my lunch, when the phone rang. - Telefon çaldığında, öğle yemeğimi yiyordum.

çal
(Sanat) grey
çal
{f} thieve

The thieves divvied up the stolen loot among themselves. - Hırsızlar çalıntı yağmayı kendi aralarında böldü.

Thieves broke into the palace and stole the princess's diamonds. - Hırsızlar saraya girdi ve prensesin elmaslarını çaldılar.

çal
rung

I ran to school, but the bell had already rung. - Okula koştum, ama zil çoktan çalmıştı.

No sooner had the bell rung than the teacher came into the classroom. - Zil çalar çalmaz öğretmen sınıfa geldi.

çal
{f} chime
çal
walk away with
çal
{f} thieving

It appears that my husband is cheating on me with my friend. I want to tell her: You thieving cat!. - Bana öyle geliyor ki kocam beni arkadaşımla aldatıyor.Ona söylemek istiyorum:Sen kedi çalıyorsun!.

çal
(Bilgisayar) play

Can you play the violin? - Keman çalabilir misin?

We heard the boy playing the violin. - Çocuğun Keman çaldığını duyduk.

çal
{f} stealing

He was spotted stealing cookies. - Kurabiyeleri çalarken belirlendi.

They must have suspected me of stealing. - Çalmayla ilgili olarak benden şüphelenmiş olmalılar.

çal
mooch
çal
{f} stole

I had my car stolen last night. - Dün gece arabam çalındı.

My car was stolen last night. - Dün gece arabam çalındı.

çal
{f} stolen

My car was stolen last night. - Dün gece arabam çalındı.

I had my bicycle stolen last night. - Dün gece bisikletimi çaldırdım.

çal
strum
çal
{f} ringed
çal
{f} ring

If the telephone rings, can you answer it? - Eğer telefon çalarsa cevap verebilir misin?

The phone is ringing. I'll get it. - Telefon çalıyor. Ben bakarım.

çal
purloin
çal
toll

The bells of danger toll for them. - Onlar için tehlike çanları ağır ağır çalmaktadır.

For whom do the bells toll? - Çanlar kimin için çalıyor?

çal
plagiarize
çal
shoplift

Sami shoplifted the latex gloves. - Sami dükkandan lateks eldivenler çaldı.

çal
pilfer
çal
start

I started working for this company last year. - Geçen yıl bu şirket için çalışmaya başladım.

Tom started the engine. - Tom motoru çalıştırdı.

çal
toot

The tooth fairy wants to steal your teeth. - Diş perisi sizin dişlerinizi çalmak istiyor.

Турецкий язык - Турецкий язык

Определение çalınabilir в Турецкий язык Турецкий язык словарь

ÇAL
(Osmanlı Dönemi) Bir şeyi şiddetle kapmaya delâlet eder. Meselâ: Çal-yaka: Yakasından kapmak, şiddetle yakalamak
ÇAL
(Osmanlı Dönemi) İsimlere önden eklenip, onun daima hareket edip oynamakta olduğuna işaret ve delâlet eder. Meselâ: Çal-at : Durduğu yerde de hareket eden at
çal
Ala renk
çal
Taşlık yer, çıplak tepe
çal
ihtiyar
çal
Ot bağlamak için ottan yapılmış ip
çal
Fundalıklı yer
çal
Deste halindeki otu bağlamak için ottan yapılmış ip