The chief clerk is not a hardworking man, but gets ahead rapidly because he knows how to curry favor with his superiors.
- Baş katip çalışkan bir adam değil fakat üstlerine nasıl yaltaklanacağını bildiği için çabuk ilerliyor.
Mr Kondo is the most hardworking in his company.
- Bay Kondo, şirketindeki en çalışkandır.
The man is intelligent and industrious.
- Adam akıllı ve çalışkan.
He's industrious and hard working.
- O gayretli ve çalışkandır.
The majority of students here are diligent.
- Buradaki öğrencilerin çoğunluğu çalışkan.
You are all diligent.
- Hepiniz çalışkansınız.
The Chinese are a hard-working people.
- Çinliler çok çalışkan bir halktır.
I think Tom is hard-working.
- Sanırım Tom çalışkan.
No other boy in our class is more studious than Jack.
- Bizim sınıfta başka hiçbir çocuk Jack'ten daha çalışkan değil.
She is an earnest student.
- O çalışkan bir öğrenci.