çıktılar

listen to the pronunciation of çıktılar
Турецкий язык - Английский Язык

Определение çıktılar в Турецкий язык Английский Язык словарь

çıktı
(Ticaret) outcome
çıktı
output

Thanks to technological innovations, maximum outputs of the factory have doubled. - Teknolojik yenilikler sayesinde, fabrikanın maksimum üretimi iki katına çıktı.

She investigated the company's output record carefully. - Şirketin çıktı kayıtlarını dikkatlice inceledi.

Çıktı
(Antika) hard copy
çık
drop out of
çık
(Bilgisayar) break

He took a walk before breakfast. - O, kahvaltıdan önce bir yürüyüşe çıktı.

Tom sprang out of bed, threw on some clothes, ate breakfast and was out of the door within ten minutes. - Tom, yataktan dışarı fırladı, bazı giysiler giyiverdi, kahvaltı yaptı ve on dakika içinde kapıdan çıktı.

çık
(Bilgisayar) escape

They wanted to escape on vacation. - Tatile çıkmak istediler.

Her name often escapes me. - Onun adı sık sık hatırımdan çıkıyor.

çıktı
output signal
çıktı
(Bilgisayar) output to
çıktı
thruput
çık
{f} exit

Everybody in the building headed for the exits at the same time. - Binadaki herkes aynı anda çıkışa yöneldi.

Emergency exits must be kept free of blockages for public safety. - Acil çıkış yolları, kamu güvenliği için tıkanıklıklardan uzak tutulmalıdır.

çık
got out

Tom got out of cleaning the bathroom. - Tom banyoyu temizlemekten çıktı.

The argument quickly got out of control. - Tartışma hızla kontrolden çıktı.

çık
{f} exited

Dan exited the train station at seven thirty. - Dan 7.30'da tren istasyonundan çıktı.

Tom exited the tunnel at 80 miles an hour. - Tom saatte 80 mil hızla tünelden çıktı.

çık
went forth
çık
go out

Go out and breathe some fresh air instead of watching TV. - Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.

I'm going to go out this afternoon. - Bu öğleden sonra dışarıya çıkacağım.

çık
move up
çık
emerge

Where is the emergency exit? - Acil çıkış kapısı nerede?

The robber emerged from the darkness. - Karanlıktan bir soyguncu ortaya çıktı.

çık
gone forth
çık
took off for
çık
go forth
çık
emanate
çık
take off for
çık
taken off for
çık
get out

They'll get out of class in forty minutes. - Kırk dakika içerisinde sınıftan çıkacaklar.

By the time you get out of prison, she'll have been married. - Sen hapishaneden çıkıncaya kadar o evlenmiş olacak.

çıktı
printed out
çıktı
grew to
çıktı
arose

The accident arose from a simple mistake. - Kaza basit bir hatadan ortaya çıktı.

The earliest civilizations arose in Mesopotamia. - En eski uygarlıklar Mezopotamya'da ortaya çıktı.

çıktı
turned out

All my efforts turned out to be useless. - Tüm çabalarımın yararsız olduğu ortaya çıktı.

Kathleen's statements turned out to be true. - Kathleen'in ifadelerinin gerçek olduğu çıktı.

çıktı
came out

In 1853, the first blue jeans came out. - İlk mavi kotlar1853'te piyasaya çıktı.

But when I tried to turn the shower faucet, this black bubbly liquid came out. - Ama ben duş musluğunu açmak için çalıştığımda, bu siyah kabarcıklı sıvı dışarı çıktı.

çık
quit

Tom couldn't quite make out what the sign said. - Tom işaretin ne anlama geldiğini tam olarak çıkaramadı.

She advised him to take a long holiday, so he immediately quit work and took a trip around the world. - O, ona uzun bir tatile çıkmasını tavsiye etti, bu yüzden o, derhal işi bıraktı ve dünya yolculuğuna çıktı.

çık
exeunt
çıktı
(Ekonomi)output
çıktı
output , printout
çıktı
comp. output data, output
çıktı
throughput
çıktı
waste, waste product (from a factory)
çıktı
minus
çıktı
readout
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение çıktılar в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Çıktı
(Hukuk) OUTPUT
çıktı
Üretim sonucu ortaya çıkan ürün, girdi karşıtı
çıktı
Bilgisayarda yazılan bir metnin kâğıda dökülmüş biçimi
çıktı
Mezuniyet belgesi
çıktı
Artık