Tom refuted these allegations.
- Tom bu iddiaları çürüttü.
I won't try to refute your theses.
- Tezini çürütmeye çalışmayacağım.
She rebutted his argument.
- O tartışmayı çürüttü.
I smell something rotten.
- Çürük bir şeyin kokusunu alıyorum.
Half of the apple was rotten.
- Elmanın yarısı çürümüştü.
This food smells rotten.
- Bu gıda çürük kokuyor.
I smell something rotten.
- Çürük bir şeyin kokusunu alıyorum.
Sami is now rotting in jail.
- Sami şimdi hapiste çürüyor.
It smells like something's rotting.
- Bu bir şeyin çürümesi gibi kokuyor.
The apple has begun to decay.
- Elma çürümeye başladı.
Salt helps to preserve food from decay.
- Tuz yiyeceği çürümekten korumak için yardımcı olur.