pantolon! teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- {i} pants
While doing the wash she found a condom in the back pocket of her son's pants.
- Çamaşır yıkarken oğlunun pantolonunun arka cebinde bir prezervatif buldu.
Tom couldn't fit into the pants he wore last summer.
- Tom geçen yaz giydiği pantolonlara sığamadı.
- {i} trousers
He put on clean trousers.
- O, temiz pantolon giydi.
These trousers need pressing.
- Bu pantolonların ütülenmeye ihtiyacı var.
- trouser
He put on clean trousers.
- O, temiz pantolon giydi.
These are my trousers.
- Bunlar benim pantolonlarım.
- {i} slacks
His slacks are all wrinkled.
- Onun pantolonlarının hepsi kırışık.
When I last saw him, he was wearing a blue shirt and white slacks.
- Onu son gördüğümde, o mavi bir gömlek ve beyaz pantolon giyiyordu.
- pantaloons
- pants suit
- (Argo) strides
- (Argo) daks
- (Tekstil) pant
My mother bought me two pairs of pants last Sunday.
- Annem geçen Pazar bana iki çift pantolon satın aldı.
Tom couldn't fit into the pants he wore last summer.
- Tom geçen yaz giydiği pantolonlara sığamadı.
- trouse
He put on clean trousers.
- O, temiz pantolon giydi.
Did he have his trousers pressed?
- O pantolonunu ütületti mi?
- britches
- pair of trousers
- trousers, pants
- bags
- a pair of trousers
- trousers, breeches, pants
- breeches
- pair of bags
- pair of pants
