Bay Johnson bir bilim adamı değil fakat bir şairdir.
 - Mr Johnson is not a scholar but a poet.
O, gerçek bir bilim adamıdır.
 - He is a scholar to the core.
O bilgin büyük bir bilimsel keşif yaptı.
 - That scholar made a great scientific discovery.
İnsanlar onu büyük bir bilgin olarak düşünüyorlar.
 - People thought him to be a great scholar.
Otuz iki Madagascan alimi Çin'e uçuyor.
 - Thirty-two Madagascan scholars are flying to China.
Parmaklarınızla yemek yemek sadece yüzyıllar boyu devam etmekle kalmadı, aynı zamanda bazı alimler onun tekrar popüler olabileceğine inanıyorlar.
 - Not only has eating with your fingers continued throughout the centuries, but some scholars believe that it may become popular again.
Eileen çok iyi bir öğrenciydi. O Syracuse Üniversitesinde okumak için bir burs kazandı.
 - Eileen was a very good student. She earned a scholarship to attend Syracuse University.
Bu öğrenci zengin değil, o yurtdışında eğitim için bir burs kazandı.
 - This student isn't rich, he won a scholarship to study abroad.
A Shakespearean scholar.