Bütçe hatalı ve gerçek dışı görünüyor.
 - The budget appears to be inaccurate and unrealistic.
Mary'nin benim gibi birine şimdiye kadar aşık olmasını beklemenin gerçek dışı olduğunu biliyorum.
 - I know it's unrealistic to expect Mary to ever fall in love with someone like me.
O gerçekçi olmayan standartlara sahip.
 - She has unrealistic standards.
Ebeveynler yeni nesile gerçeklikten uzak ve gerçekçi olmayan hayallerin peşinde koşturan bir nesil olarak olarak bakıyor.
 - Parents look to the new generation as a generation that is far from reality and busy running after unrealistic dreams.