Bütün kolyelerimi kaybettim ya da kırdım.
- I've lost or broken all my necklaces.
Tom çantasından bazı kolyeler çıkardı ve Mary'ye beğendiği birini seçmesini söyledi.
- Tom pulled out some necklaces from his bag and told Mary to choose the one she liked.
Jane'in kolyesi onun büyük annesinden bir hediyedir.
- This necklace of Jane's is a gift from her grandmother.
Senin annenin kolyesini çalanın Tom olduğuna dair hangi kanıtın var?
- What proof do you have that Tom was the one who stole your mother's necklace?
Bu gerdanlık bir aile yadigarı.
- This necklace is a family heirloom.
O, onu, ona inci bir gerdanlık alması için ikna etmeye çalıştı.
- She tried to persuade him to buy her a pearl necklace.
a necklace of coral islands.
The first instance of necklacing occurred in March 1985 in the Eastern Cape township of KwaNobuhle.