mutaffi̇fîn

listen to the pronunciation of mutaffi̇fîn
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Ticârette hile yapanlar, fazla alıp noksan veren ve eksik tartanlar
Mutaffifin 10
(Kuran) Yalanlayanların o gün vay haline!
Mutaffifin 11
(Kuran) Onlar, kıyamet gününü yalanlamış olanlardır
Mutaffifin 12
(Kuran) Oysa onu mütecaviz günahkardan başka kimse yalanlamaz
Mutaffifin 13
(Kuran) Ona ayetlerimiz okunduğu zaman "Öncekilerin masalları" der
Mutaffifin 14
(Kuran) Hayır, hayır; onların kazandıkları kalblerini paslandırıp körletmiştir
Mutaffifin 15
(Kuran) Hayır; doğrusu onlar o gün, Rablerinden yoksun kalacaklardır
Mutaffifin 16
(Kuran) Sonra onlar, şüphesiz, cehenneme gireceklerdir
Mutaffifin 17
(Kuran) Sonra da: "Yalanlayıp durduğunuz işte budur" denecektir
Mutaffifin 18
(Kuran) Ama iyilerin defteri yüksek katlardadır
Mutaffifin 19
(Kuran) O yüksek katların ne olduğunu sen bilir misin?
Mutaffifin 24
(Kuran) Onları, yüzlerindeki nimet pırıltısından tanırsın
Mutaffifin 29
(Kuran) Suçlular, şüphesiz, inanmış olanlara gülerlerdi
Mutaffifin 30
(Kuran) Yanlarından geçtikleri zaman da birbirlerine göz kırparlardı
Mutaffifin 31
(Kuran) Taraftarlarına vardıklarında bununla eğlenirlerdi
Mutaffifin 32
(Kuran) İnananları gördükleri zaman: "Doğrusu bunlar sapık olanlardır" derlerdi
Mutaffifin 33
(Kuran) Oysa kendileri, inananlara gözcü olarak gönderilmemişlerdi
Mutaffifin 34
(Kuran) Bugün de, inananlar inkarcılara gülerler
Mutaffifin 6
(Kuran) O gün insanlar alemlerin Rabbinin huzurunda dururlar
Mutaffifin 7
(Kuran) Sakının; Allah'ın buyruğundan dışarı çıkanlar, muhakkak "Siccin" adlı defterde yazılıdır
Mutaffifin 8
(Kuran) Siccin'in ne olduğunu sen nerden bilirsin?
Mutaffifin 9
(Kuran) O, yazılmış bir kitaptır