lebenserwartung

listen to the pronunciation of lebenserwartung
Almanca - Türkçe
yaşam beklentisi
[die] ortalama yaşam süresi
İngilizce - Türkçe

lebenserwartung teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

lifetime
{i} ömür

Bir insana bir balık verirsen onu bir gün beslersin. Bir insana balık tutmayı öğretirsen onu ömür boyu beslersin. - Give a man a fish and you feed him for a day. Teach a man to fish and you feed him for a lifetime.

O kadın beni ömür boyu ben olduğum için sevecekse ben onunla evlenirim. - If that woman will love me for who I am for a lifetime, I would marry her.

life expectancy
ortalama yaşam süresi
lifespan
ömür
lifetime
(isim) hayat, ömür, yaşam
lifetime
{i} hayat

Tatoeba: Annenin hayatı boyunca şimdiye kadar söyleyebildiğinden daha fazla cümleye sahibiz. - Tatoeba: We've got more sentences than your mom could ever say in her lifetime.

Bir bilim adamı hayatı boyunca düzinelerce kitap okuyacak, ama hala öğrenecek çok daha fazla şeyi olduğuna inanıyorum. - A scientist will read dozens of books in his lifetime, but still believe he has a lot more to learn.

lifetime
(Askeri) ömür süresi
expectation of life
ortalama ömür
life expectancy
ortalama ömür
expectation of life
yaşanabileceği umut edilen süre
life expectancy
umulan yaşam süresi
life expectancy
tahmini ömür
life expectancy
ortalama ömür uzunluğu, beklenimli yaşam süresi
life expectancy
(Biyoloji) beklenen yaşam süresi
life expectancy
ortalama yaşam umudu
lifespan
(Askeri) HİZMET SÜRESİ: Bir füzenin yörüngeye oturmasıyla arza dönüşü veya parçalanışı arasında geçen müddet
lifetime
ömür,yaşam süresi
lifetime
(sıfat) ömür boyu süren
Almanca - İngilizce
life expectancy
lifetime
expectation of life
lifespan

Sea turtles have a long lifespan. - Meeresschildkröten haben eine hohe Lebenserwartung.

If you feed your dog properly, you can increase his lifespan. - Wenn Sie Ihren Hund richtig füttern, können Sie dadurch seine Lebenserwartung steigern.

life-expectancy
Männer haben eine geringere Lebenserwartung als Frauen.
Man have a shorter lifespan than women
erhöhte Lebenserwartung
increased expectation of life
mittlere Lebenserwartung
average life expectancy