To my surprise, the noted psychologist was accused of a kidnapping.
 - Benim için sürpriz oldu, ünlü psikolog çocuk kaçırmakla suçlandı.
What if someone kidnapped Tom? What would you do?
 - Birisi Tom'u kaçırırsa ne olur? Ne yaparsın?
I didn't want to pass up the chance of seeing Hong Kong, so I agreed to go on the trip.
 - Hong Kong'u görme şansını kaçırmak istemedim, bu yüzden geziye gitmeyi kabul ettim.
He does not pass up any opportunity to meddle in other people's business.
 - O diğer insanların işine karışma fırsatını kaçırmaz.
Don't throw away a good opportunity.
 - Güzel bir fırsatı kaçırma.
In a desperate attempt to escape, Tom hijacked a school bus but was quickly captured by the police.
 - Kaçmak için olan umutsuz bir girişimde, Tom okul otobüsünü kaçırdı ama polis tarafından çabucak yakalandı.
Investigators foiled a plot to hijack an airplane.
 - Müfettişler bir uçak kaçırma planını bozdular.
Her brother was probably abducted.
 - Onun erkek kardeşi muhtemelen kaçırıldı.
Does Tom really believe that Mary was abducted by aliens?
 - Tom gerçekten Mary'nin uzaylılar tarafından kaçırıldığına inanıyor mu?
Tom smuggled a bottle of whiskey into Mary's hospital room.
 - Tom Mary'nin hastane odasına bir şişe viski kaçırdı