kızararak

listen to the pronunciation of kızararak
Türkçe - İngilizce
blushingly
In an blushing manner; in a manner that evokes a blush
In a blushing manner; with a blush or blushes; as, to answer or confess blushingly
while blushing
while blushing; "she stated her name blushingly
kızar
{f} fried

Avoid fried foods for a while. - Bir süre kızartılmış yiyeceklerden kaçının.

Fried food does not agree with me. - Kızartılmış yiyecek bana yaramıyor.

kızar
become red
kızar
fry

Tom burned his fingers on a hot frying pan. - Tom sıcak bir kızartma tavasında parmaklarını yaktı.

Tom is frying an egg. - Tom bir yumurta kızartıyor.