Bunun bir rastlantı olduğunu düşündüm.
 - I thought it was a coincidence.
Bunun bir rastlantı olduğunu düşünmüyorum.
 - I don't think it's a coincidence.
Gerçekten bir tesadüf olup olmadığını merak ediyorum.
 - I wonder if it really was a coincidence.
Mary ve benim aynı trende olmamız, tamamen bir tesadüftü.
 - It was sheer coincidence that Mary and I were on the same train.
Bunun bir rastlantı olduğunu düşünmüyorum.
 - I don't think it's a coincidence.
Bu sadece bir rastlantı.
 - It's just a coincidence.
Hayat sadece bir raslantı dizisidir.
 - Life is just a series of coincidences.