hudus

listen to the pronunciation of hudus
Türkçe - Türkçe
(Hukuk) Doğma, ortaya çıkma; oluşma
(Osmanlı Dönemi) Yeniden meydana gelme. Sonradan peyda olma. Yok iken vücuda gelme
hudûs
(Osmanlı Dönemi) sonradan meydana gelme, yok iken vücuda gelme; inanç esaslarından bahseden kelâm ilminde Allah'ın varlığını ispatlamak için kullanılan bir delile verilen isim
HUDUS VE İMKÂN
(Osmanlı Dönemi) Usul-üd din ve İlm-i kelâmın dâhi ulemâsının ve Hükemâ-i İslâmiyyenin gördükleri ve hadsiz bürhanlar ile isbat ettikleri hudus ve imkân hakikatları.Onlar demişler ki: Mâdem âlemde ve her şeyde tegayyür ve tebeddül var, elbette fânidir, hâdistir, kadim olmaz. Mâdem hâdistir elbette onu ihdâs eden bir Sâni' var. Ve mâdem her şeyin zâtında vücudu ve ademi, bir sebep bulunmazsa müsâvidir. Elbette vâcib ve ezeli olamaz. Ve mâdem muhal ve bâtıl olan devir ve teselsül ile birbirini icâdetmek mümkün olmadığı kat'