göğsün

listen to the pronunciation of göğsün
Türkçe - İngilizce

göğsün teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

göğüs
breast

Among my cousins, you know, there's a girl with the most enormous breasts. - Kuzenlerim arasında, bilirsiniz, en iri göğüsleri olan bir kız var.

Tom didn't mind that Mary had small breasts. - Tom, Mary'in küçük göğüsleri olmasına aldırış etmedi.

göğüs
{i} chest

Inside the chest, there are the heart and the lungs. - Göğüs içinde, kalp ve akciğerler vardır.

He was suddenly struck with chest pain. - Aniden göğüs ağrısı ile vuruldu.

göğsün dekolteden görünen kısmı
cleavage
göğüs
(Argo) booby
göğüs
(Argo) boob

I thought her boobs were bigger. - Onun göğüslerinin daha büyük olduğunu sanıyordum.

Are her boobs real or fake? - Onun göğüsleri gerçek mi yoksa sahte mi?

göğüs
bosom
göğüs
{s} mammillary
göğüs
{s} pectoral
göğüs
thorax
göğüs
chest; thorax
göğüs
breast, bosom
göğüs
chest, breast, bosom; breast, boob" " meme; brisket
göğüs
mammo
göğüs
bust
göğüs
breast, bust (of a woman)
göğüs
brisket
göğüs
(Denizcilik) breast, flare of a ship's bow
göğüs
sterno
göğüs
windbag
göğüs
petto
Türkçe - Türkçe

göğsün teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Göğüs
sine
Göğüs
döş
Göğüs
bağır
Göğüs
kenbe
Göğüs
toraksenbe
Göğüs
(Osmanlı Dönemi) CEVŞ
Göğüs
(Osmanlı Dönemi) LEBAN
Göğüs
duşka
göğüs
Vücudun boyunla karın arasında bulunan ve yürek, akciğer gibi organları içine alan bölümü, sine
göğüs
Bu vücut bölümünün ön tarafı, sırt karşıtı: "Genç ve meçhul kadın çocuğunu göğsüne basarak girdi."- A. Gündüz
göğüs
Vücudun boyunla karın arasında yer alan bölüm
göğüs
Bu bölümün içindeki organlar
göğüs
Bu vücut bölümünün ön tarafı, sırt karşıtı
göğüs
Meme: "Vücudumun etliliğinden, göğsümün dolgunluğundan, elbiselerim dar gelirdi."- S. M. Alus
göğüs
Meme