göçmenler

listen to the pronunciation of göçmenler
Türkçe - İngilizce
emigres
Alternative spelling of émigrés
göçmen
immigrant

Poor Japanese immigrants were willing to work for low pay. - Fakir Japon göçmenler düşük ücretle çalışmaya istekliydiler.

These new immigrants had no skills. - Bu yeni göçmenlerin hiçbir becerisi yoktu.

göçmen
migrant

Fifteen hundred migrants stormed the Channel Tunnel. - On beş bin göçmen Kanal Tüneli'ne saldırdı.

Migrants from the continent crossed the Japan sea. - Göçmenler kıtadan Japon denizini geçti.

göçmen
settler

The settlers learned that the land in the valley was fertile. - Göçmenler vadideki toprağın verimli olduğunu öğrendiler.

The settlers are the most peaceful people in the world. They cross thousands of miles to occupy a land that doesn't belong to them and they never kill anyone if they're not a savage native. - Göçmenler dünyadaki en huzurlu insanlardır. Onlara ait olmayan bir toprağı işgal etmek için binlerce mil geçerler ve eğer vahşi yerli değillerse kimseyi öldürmezler.

göçmen
transmigrant
göçmen
emigre
göçmen
migratory

Many migratory birds come to this pond every year in winter. - Her yıl kış aylarında birçok göçmen kuş bu gölete gelir.

The swift is a small migratory bird of the family Apodidae. - Ebabil Apodidae ailesinin küçük bir göçmen kuşudur.

göçmen
emigrant

The ship carried hundreds of emigrants to the US. - Gemi yüzlerce göçmeni Amerika'ya taşıdı.

The emigrants have endured physical and mental pain. - Göçmenler fiziksel ve ruhsal acıya dayandılar.

göçmen
incomer
göçmen
migrant; emigrant; immigrant
göçmen
migrant, migrating, migratory (animals)
göçmen
migrant, migrating, migratory; emigrant, emigrating; immigrant, immigrating
göçmen
(Hukuk) migrant, immigrant
göçmen
immigrant, emigrant, settler; migratory, migrant
göçmen
visitant
kaçak göçmenler
(Hukuk) illegal immigrants
Türkçe - Türkçe

göçmenler teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Göçmen
muhacir
göçmen
Sıcak iklimli ülkelere giden (hayvan)
göçmen
Kendi ülkesinden ayrılarak yerleşmek için başka ülkeye giden (kimse, aile veya topluluk), muhacir: "Ama biz de yeni göçmeniz, hâlden anlarız."- N. Araz
göçmen
Kendi ülkesinden ayrılarak yerleşmek için başka ülkeye giden (kimse, aile veya topluluk), muhacir
İngilizce - Türkçe

göçmenler teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

göçmen
migratory