Onlar 12:00'de ziyafet verdiler.
- They had a banquet at 12:00.
Bu gece ziyafette takmak için bir kolye ödünç aldım.
- I borrowed a necklace to wear to the banquet tonight.
Sizin için akşam yemeği pişireyim mi?
- Shall I cook dinner for you?
Babam genellikle akşam yemeğinden sonra televizyon izler.
- My father usually watches television after dinner.
İş yapılır yapılmaz, genellikle beş buçuk civarında, akşam yemeği yemek için eve gelirim.
- Once the work is done, usually around half past five, I come home to have dinner.
Bu akşam yemekte benimle olmak ister misin?
- Would you like to have dinner with me tonight?