Bu gece ziyafette takmak için bir kolye ödünç aldım.
- I borrowed a necklace to wear to the banquet tonight.
Onlar 12:00'de ziyafet verdiler.
- They had a banquet at 12:00.
Sizin için akşam yemeği pişireyim mi?
- Shall I cook dinner for you?
Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
- My mother is busy cooking dinner.
İş yapılır yapılmaz, genellikle beş buçuk civarında, akşam yemeği yemek için eve gelirim.
- Once the work is done, usually around half past five, I come home to have dinner.
Tom, akşam yemeği için ne yemek istersin?
- Tom, what do you want to have for dinner?