dolaşmış

listen to the pronunciation of dolaşmış
Türkçe - İngilizce
foul
kinky
afoul
dolaş
circulate

A rumor circulated through the city. - Şehirde bir söylenti dolaşıyordu.

He circulated from table to table at the reception. - Kabulde masadan masaya dolaştı.

dolaş
got about
dolaş
cruise along
dolaş
{f} stroll

I spent my time strolling about the streets. - Zamanımı sokaklarda dolaşarak harcadım.

Let's stroll around the bazaar! - Çarşının etrafında dolaşalım.

dolaş
take trips
dolaş
divagate
dolaş
get about
dolaş
{f} cruise

Tom cruised down Park Street in his new sports car. - Tom yeni spor arabasıyla Park Caddesinde dolaştı.

birbirine dolaşmış
embrangled
Türkçe - Türkçe

dolaşmış teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

dolaş
bakınız: sarmaş dolaş