Lütfen sınıfta koşmayın.
- Please don't run in the classroom.
Odanın etrafında koşma.
- Don't run around in the room.
Köpek koşmaya başladı.
- The dog began to run.
Sigarayı bıraktı ve koşmaya başladı.
- He stopped smoking and started running.
Karaborsadan mı aldın bunu?
- Did you get that from the black market?
Onları karaborsadan mı aldın?
- Did you buy them on the black market?
Yarışı koştuktan sonra, Jane iki bardak arpa çayı içti.
- Having run the race, Jane had two glasses of barley tea.
Tom sınıf başkanlığı için adaylığını koymaktan vazgeçti.
- Tom gave up running for class president.
O, başkanlığa adaylığını koymak istiyor.
- He wants to run for President.