Bu ülkedeki neredeyse her insan çift dillidir.
- Almost every person in this country is bilingual.
Çift dillileri kıskandı.
- She was jealous of the bilinguals.
Tom'un iki dilli olduğunu düşünüyorum.
- I think Tom is bilingual.
Tom'un iki dilli olduğundan oldukça eminim.
- I'm pretty sure Tom's bilingual.
Bilingual dictionaries are allowed.
- Zweisprachige Wörterbücher sind zugelassen.
Tom grew up bilingual.
- Tom ist zweisprachig aufgewachsen.