vukuatlı

listen to the pronunciation of vukuatlı
Türkisch - Englisch

Definition von vukuatlı im Türkisch Englisch wörterbuch

vukuat
instance of criminal activity, police case, crime
vukuat
events
vukuat
(Askeri) cases
vukuat
events, incidents
vukuat
events, incidents; police case, crime
Türkisch - Türkisch

Definition von vukuatlı im Türkisch Türkisch wörterbuch

VUKUAT
(Osmanlı Dönemi) Normal dışında olan hâdiseler.(Verilen bütün vücud mertebeleri vukuattır, birer illet ister. Fakat, verilmeyen mertebeler; imkânattır. İmkânat ise ademdir, hem nihayetsizdir. Ademler ise illet istemezler, nihayetsize illet olamaz. Meselâ madenler diyemezler: "Niçin nebatî olmadık?" Şekva edemezler. M.)
VUKUAT
(Hukuk) Vakalar, olaylar
VUKUAT
(Osmanlı Dönemi) Kavga. Yaralama gibi polisi alâkalandıran hâdise
VUKUAT
(Osmanlı Dönemi) (Vak'a. C.) Vak'alar, hâdiseler
vukuat
Olanlar, olan bitenler
vukuat
Polisi ilgilendiren olay veya olaylar: "Vukuat aramaya giden, hadise çıkarmıyor diye üzülen ... bir adamım."- R. H. Karay
vukuat
Polisi ilgilendiren olay veya olaylar
vukuât
(Osmanlı Dönemi) hadiseler, olaylar