Okunmayı hak eden bir kitap iki kere okunmayı hak eder.
- A book worth reading is worth reading twice.
İki kere iki dört eder.
- Twice two is equal to four.
Gelirin, benimkinin yaklaşık iki katı kadar büyük.
- Your income is about twice as large as mine is.
Senin odan benimkinin boyutunun iki katı kadar.
- Your room is twice the size of mine.
Dişlerini günde en az iki kez fırçala.
- Brush your teeth twice a day at least.
Ben iki kez Mt. Fuji'ye tırmandım.
- I've climbed Mt. Fuji twice.
İki kez otobüs değiştirmek zorundayım.
- I have to change buses two times.
Kyoto'da iki kez bulundum.
- I've been to Kyoto two times.
Yıldız Savaşlarını iki defa izledim.
- I have seen Star Wars twice.
Bir şeyi yapmak için Tom'a iki defa söylemek zorunda değilsin.
- You don't have to tell Tom twice to do something.
I only used it twice.
- I've only used this two times.
If I were you, I wouldn't think twice — but thrice.
- If I were you, I wouldn't think two times, but three times!