Mümkün olduğu kadar tünellerden kaçınmaya çalışacağım.
- I will try to avoid tunnels as much as possible.
Romanlar geçmişte olduğu kadar çok okunmuyor.
- Novels aren't being read as much as they were in the past.
Mutluluğun yüzde 90 kadarı tutum, yaşam kontrolü ve ilişkiler gibi unsurlardan geliyor.
- As much as 90 percent of happiness comes from elements such as attitude, life control and relationships.
Haber onu, beni şaşırttığı kadar, çok şaşırttı.
- The news surprised him as much as it did me.
Mary'nin onu sevdiği kadar çok Tom Mary'yi sevmiyordu.
- Tom didn't love Mary as much as she loved him.
Tom onun senin satmaya çalıştığın o zımbırtıya 300 dolar kadar çok harcamaya istekli olduğunu söylüyor.
- Tom says he's willing to spend as much as $300 on that gizmo you're trying to sell.
Bizim için çalışmaya karar verirsen sana iki mislini öderiz.
- If you decide to work for us, we will pay you twice as much.
Bizim için çalışmaya karar verirsen sana iki mislini öderiz.
- If you decided to work for us we would pay you twice as much.
Sandra benim harcadığımın iki katı kadar çok harcadı.
- Sandra spent twice as much as I did.
Erkek kardeşim benim yediğimin iki katı kadar yemek yiyor.
- My brother eats twice as much as I do.
... Each number is twice the last, but 32 minus 16 is twice as much as 16 minus 8 and 64 minus ...
... 32 is twice as much as 32 minus 16. It’s a feature of exponential growth, of steady ...