Türkisch - Englisch
Definition von trenle im Türkisch Englisch wörterbuch
- by train
I recommend you to go by train.
-Sana trenle gitmeni öneririm.
Do you go to school by bus or by train?
-Okula otobüsle mi yoksa trenle mi gidersiniz?
- in a train, by railroad
- tren
- train
I'm getting off the train at the next stop.
-Sonraki durakta trenden ineceğim.
Where is the closest train station?
-En yakın tren istasyonu nerede?
- trenle gitmek
- go by train
- trenle gitmek
- train it
- trenle gitmek
- ride in a train
- trenle gitmeyi tercih ederim
- I prefer to go by train
- trenle göndermek
- (Ticaret) send by railway
- trenle göndermek
- (Ticaret) send by rail
- her gün işe trenle gidip gelen kimse
- commuter
- tren
- railway
He was injured in a railway accident.
-Bir tren kazasında yaralandı.
A rail is a piece of metal or wood which is long and thin. For example, a train runs on rails, which is why we call it a railway train.
-Ray, metal ya da tahtadan yapılmış ince ve uzun bir şeydir. Örneğin, trenler ray üzerinde gider, bu yüzden ona demir yolu treni diyoruz.
- tren
- railroad train
Some new railroad trains go very fast.
-Bazı yeni demiryolu trenleri çok hızlı gider.
- tren
- boat train
- trenle git
- go by train
- tren
- the train
- arabayı parkedip yola trenle devam etme
- park and ride system
- evle iş arasını trenle gidip gelmek
- commute
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von trenle im Englisch Englisch wörterbuch
- tren
- A fish spear
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Türkisch
Definition von trenle im Türkisch Türkisch wörterbuch
- Tren
- çuhçuh
- tren
- şimendifer
- tren
- Yük katarı
- tren
- Bir veya birkaç lokomotif tarafından çekilen vagonlar dizisi, katar, şimendifer
- tren
- Bir veya birkaç lokomotif tarafından çekilen vagonlar dizisi, katar, şimendifer: "O gece Eskişehir'den son kalkan trenle Ankara'ya dönüyordu."- R. E. Ünaydın