Ölüm hayatın tamamlayıcı bir parçasıdır.
 - Death is an integral part of life.
Anne pastayı üç parçaya böldü.
 - Mother divided the cake into three parts.
Bu teori üç kısımdan oluşur.
 - This theory consists of three parts.
Onun bazı kısımları üzerinde anlaşamadı.
 - They could not agree on some parts of it.
Üçüncü bir taraf olarak pozisyon almaya niyetliyim.
 - I intend to take my position as a third party.
Her iki taraf savaşa karşı çıktı.
 - Both parties opposed war.
Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
 - Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
Bu yol deprem sonucu kısmen yıkıldı.
 - This road was partly destroyed in consequence of the earthquake.
Yarın partiye gelecekmisin?
 - Will you come to the party tomorrow?
Yarın arkadaşım için doğum günü partisi vereceğim.
 - I'm going to give a birthday party for my friend tomorrow.
Topluma yardımcı olmak için görevimi yapmaya çalışıyorum.
 - I try to do my part to help the community.
Görevimi yapmayı planlıyorum.
 - I plan on doing my part.
Yandaki ev biraz gürültülü. Onların parti yapıp yapmadıklarını merak ediyorum.
 - The house next door is a bit loud. I wonder if they're throwing a party.
Tom'un yanına gitmemizi ve ona partiye hazırlanması için yardım etmemizi öneriyorum.
 - I suggest we go over to Tom's and help him get ready for the party.
Parti için sandalyeler ayırtıldı.
 - The seats were reserved for the party.
Bu cihazlar özellikle yüksek kaliteli işçilikle ayırt edilir.
 - These devices are distinguished by particularly high-quality workmanship.
Ondan ayrılmak zorunda olduğu gün sonunda geldi.
 - The day came at last when he had to part from her.
O, evinden ayrılmak istemedi.
 - He didn't want to part with his house.