Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.
 - Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.
Anne pastayı üç parçaya böldü.
 - Mother divided the cake into three parts.
Teklifin diğer kısımlarını tartıştılar.
 - They debated other parts of the proposal.
İngiltere'nin birçok kısımlarını ziyaret ettim.
 - I visited many parts of England.
Parti Mac tarafından organize edildi.
 - The party was organized by Mac.
Her iki taraf savaşa karşı çıktı.
 - Both parties opposed war.
Üzgünüm. Ben bunun için kısmen sorumluyum.
 - I'm sorry. I'm partly responsible for it.
Kısmen sizinle aynı fikirdeyim.
 - I partly agree with you.
Yarın akşam bir partimiz var.
 - We have a party tomorrow evening.
Çocuğunuzun doğumundan sonra işinizi yarım gün yapmalısınız.
 - After the birth of your child, you should make your work part-time.
Topluma yardımcı olmak için görevimi yapmaya çalışıyorum.
 - I try to do my part to help the community.
Tom zaten görevini yaptı.
 - Tom has already done his part.
Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
 - Who was at the party beside Jack and Mary?
Japonca öğrenmenin zor yanı nedir?
 - What is the hard part of learning Japanese?
Bu cihazlar özellikle yüksek kaliteli işçilikle ayırt edilir.
 - These devices are distinguished by particularly high-quality workmanship.
Parti için sandalyeler ayırtıldı.
 - The seats were reserved for the party.
Kimsenin partiden ayrılmak için acelesi yoktu.
 - No one was in a hurry to leave the party.
O, evinden ayrılmak istemedi.
 - He didn't want to part with his house.