Çoğu kişi yağla yemek pişirmek yerine tereyağıyla yemek pişirmeyi tercih eder.
 - Many people prefer to cook with butter instead of oil.
Tuz, yemek pişirmek için gereklidir.
 - Salt is necessary for cooking.
Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
 - Mother is busy cooking the dinner.
Tom'un canı yemek pişirmek istemiyor.
 - Tom doesn't feel like cooking.
Babamın iyi bir aşçı olmasından gurur duyuyorum.
 - I'm proud of my father being a good cook.
Benim aşçılığım anneninkinin yerini tutamaz.
 - My cooking cannot hold a candle to Mother's.
O, yemek yapmak zorunda olduğu için her sabah erken kalkar.
 - Every morning she gets up early because she has to cook.
Hadi bu gece akşam yemeğini dışarda yiyelim, yemek yapmak için çok yorgunum.
 - Let's dine out tonight. I'm too tired to cook.
Sizin için akşam yemeği pişireyim mi?
 - Shall I cook dinner for you?
Bana bir şiş pişirir misin, lütfen?
 - Could you cook a skewer for me, please?