to pass beyond a limit or boundary; hence, to depart; to go

Englisch - Türkisch

Definition von to pass beyond a limit or boundary; hence, to depart; to go im Englisch Türkisch wörterbuch

Relevante Übersetzungen

trespass

araziye tecavüz

trespass

{f} izinsiz gir

Mülkiyetime izinsiz girmeye nasıl cesaret edersin! - How dare you trespass on my property!

İzinsiz girdiğin için tutuklusun. - You're under arrest for trespassing.

trespass

(başkasının arazisine) izinsiz girmek

trespass

kanuna karşı gelme

trespass

günah işlemek

trespass

günah

trespass

Geçilmez

trespass

{f} on/upon -i kötüye kullanmak, -i istismar etmek: trespass on s.o.'s trespass on s.o.'s time birinin zamanını almak

trespass

{i} yasayı çiğneme

trespass

{i} girme

Mülkiyetime izinsiz girmeye nasıl cesaret edersin! - How dare you trespass on my property!

trespass

{f} (on/upon) (başkasının arazisine) izinsiz girmek, tecavüz etmek

trespass

{f} tecâvüz etmek (hak)

trespass

başkasının hakkına tecavüz

trespass

{f} suç işlemek

trespass

ihla1 etmek

trespass

tresp günah

trespass

hududu geçmek

trespass

(isim) girme, izinsiz girme, günah, yasayı çiğneme, tecâvüz (hakka)

trespass

{i} tecâvüz (hakka)

Englisch - Englisch

Definition von to pass beyond a limit or boundary; hence, to depart; to go im Englisch Englisch wörterbuch

trespass

Silbentrennung

to pass be·yond a lim·it or boundary; hence, to depart; to go