to give sound; to sound

listen to the pronunciation of to give sound; to sound
Englisch - Türkisch

Definition von to give sound; to sound im Englisch Türkisch wörterbuch

speak
{f} konuşmak

İngilizce konuşmak kolay değildir. - Speaking English isn't easy.

Almanca konuşmak istiyorum. - I want to speak German.

speak
{f} (gerçeği/sözü) söylemek: He couldn't speak a word. Hiçbir söz söyleyemedi
speak
{f} söylemek

Doğruyu söylemek suç değildir. - Speaking the truth is not a crime.

Sanırım söylemek istediğim bir şeyi neredeyse tamamen söylemek için yeterince iyi şekilde Fransızca konuşabilirim. - I think I can speak French well enough to say pretty much anything I want to say.

speak
{f} göstermek (özellik)
speak
konuş

İngilizce konuşabiliyor musun? - Can you speak English?

Japonca konuşamıyorum. - I don't speak Japanese.

speak
{f} (spoke, spo.ken)
speak
{f} söz söylemek
speak
{f} ses çıkarmak

Bir yerli konuşan gibi ses çıkarmak istiyorsan bu çok iş gerektirir. - If you want to sound like a native speaker, it'll take a lot of work.

İletişim kurmak için bir anadil konuşuru gibi ses çıkarmak zorunda değilsin. - You don't have to sound like a native speaker in order to communicate.

speak
{f} haberleşmek
speak
konuşma yapmak
speak
konuşabilmek

İsviçrelilerin çoğunluğu üç ya da dört dil konuşabilmektedir. - The majority of the Swiss can speak three or four languages.

Altı dil konuşabilmekle böbürlenir. - He boasts that he can speak six languages.

speak
bilmek

Tom Fransızca bilmektedir ve ayrıca İngilizce bilmektedir. - Tom speaks French and also speaks English.

Tom Fransızca konuşabilip konuşamayacağımı bilmek istedi. - Tom wanted to know if I could speak French.

speak
düşünceleri iletmek
speak
bahsini etmek
speak
nutuk söylemek
speak
işaretle konuşmak Speak Haydi
Englisch - Englisch
speak