Biz akşam yemeğinden sonra şarkı söyledik, dansettik ve sohbet ettik.
 - We sang, danced and chatted after dinner.
Tom'un sohbet odalarında gerçek ismini vermeyecek kadar aklı var.
 - Tom knows better than to give his real name in chat rooms.
Seninle konuşmak güzeldi.
 - It was really nice chatting with you.
Konuşmaya devam ettik.
 - We continued chatting.
Biliyorsun, geçen gün sokakta onunla karşılaştık, biz konuşmak için durduk.
 - You know, I came across him in the street the other day, we stopped to chat.
Konuşmak yerine çalışın!
 - Work instead of chatting!
O benimle sohbet etmektense Tatoeba'daki cümleleri tercüme etmeyi tercih ediyor.
 - She would sooner translate sentences on Tatoeba than chat with me.
Akşam yemeğinden sonra yapacağım şey internette sohbet etmektir.
 - What I will do after dinner is to chat on the internet.