Bir banka bize faizle ödünç para verir.
- A bank lends us money at interest.
Düşen faiz oranları otomobil pazarını canlandırdı.
- Falling interest rates have stimulated the automobile market.
Üreme benim ilgimi çekmiyor.
- Procreation does not interest me.
Çocuklar bazen sırf ilgi çekmek için ağlarlar.
- Children often cry just to attract attention.
Evlilik genç insanları ilgilendiren bir konu değildir.
- Marriage isn't a subject that interests young people.
Seni ilgilendirebilecek bir şeyim var.
- I have something that might interest you.
Tom dikkat çekmekten hoşlanıyor.
- Tom likes to attract attention.
Dikkat çekmek için kendine bir şey yapma.
- Don't do anything to attract attention to yourself.