İtaat etmekten başka bir seçenek yoktu. - There was no option but to obey.
İtaat etmekten başka bir seçenek yoktu.
There was no option but to obey.
Onun kararına itaat etmek zorunda kaldı. - He had to obey her decision.
Onun kararına itaat etmek zorunda kaldı.
He had to obey her decision.