tanışık

listen to the pronunciation of tanışık
Türkisch - Englisch
acquainted

I don't believe you two are acquainted. - İkinizin tanışık olmasına inanmıyorum.

He is acquainted with the mayor. - O, belediye başkanı ile tanışıktır.

acquaintance
tanışık çıkmak
to discover that they have met each other before
Türkisch - Türkisch
Birbirini tanıyanlardan her biri