something that pollutes; a pollutant

listen to the pronunciation of something that pollutes; a pollutant
Englisch - Türkisch

Definition von something that pollutes; a pollutant im Englisch Türkisch wörterbuch

pollution
pislenme
pollution
(Tıp) polüsyon
pollution
(Denizbilim) pollusyon
pollution
kirletilmiş
pollution
kirlenme

Çevre kirlenmesi anormal hava koşullarına neden oluyor. - Environmental pollution is causing abnormal weather conditions.

Geri dönüşüm kirlenmeyi ve atığı azaltır. - Recycling reduces pollution and waste.

pollution
kirlilik

Denizde yaşayan canlıların çoğu, kirlilikten etkilenir. - Most living creatures in the sea are affected by pollution.

Kirlilik yıldan yıla kötüleşiyor. - From year to year, pollution is worsening.

pollution
kirletme
pollution
{i} pislik
pollution
{i} bozulma
pollution
{i} çevre kirliliği

Çevre kirliliği ile nasıl uğraşacağın ciddi bir konudur. - How to deal with environmental pollution is a serious matter.

Hükümet ve endüstri çevre kirliliğiyle mücadele etmek için işbirliği yapıyor. - The government and industry are cooperating to fight pollution.

pollution
(Tıp) Gece şehvet rüyaları ile meni (irade dışı) gelmesi, ihtilam, polüsyon (Gece olana Polüsyon Nokturna, gündüz olana da Polüsyon Diurna denir)
Englisch - Englisch
pollution