O kolunu sıkıca kavradı.
 - He clutched her arm firmly.
İpe sıkıca tutunarak karaya güvenli bir şekilde geldim.
 - Holding on to the rope firmly, I came safely to land.
Şirketin iflas edeceği hakkında dolaşan bir söylenti var.
 - There's a rumor in the air that the firm is going into bankruptcy.
Armonk, New York'ta bulunan IBM Şirketi dünyanın en büyük bilgisayar firmasıdır.
 - International Business Machines Corporation, based in Armonk, New York, is the world's largest computer firm.
O, dalı sıkıca tuttu.
 - He held on firmly to the branch.
O, elimi sıkıca tuttu ve bıraktı.
 - He held my hand firmly and left.
İlk kez, onunla pek sıkı değildi.
 - The first time, she wasn't very firm with him.
Anne kararlı bir şekilde Gilbert Blythe'ı asla affetmeyeceğim dedi.
 - I shall never forgive Gilbert Blythe, said Anne firmly.
Jefferson eğitimin değerine kesin olarak inanıyordu.
 - Jefferson believed firmly in the value of education.
Ben işkenceye kesin olarak karşıyım.
 - I'm firmly opposed to corporal punishment.