Savaş, sen kazansan bile, seni daha yoksul ve daha güçsüz yapar.
- War makes you poorer and weaker, even if you win.
Kadınlar fiziksel olarak erkeklerden daha güçsüzdür.
- Women are physically weaker than men.
Gittikçe güçsüzleşiyorum.
- I am getting weaker and weaker!
Kadınlar fiziksel olarak erkeklerden daha güçsüzdür.
- Women are physically weaker than men.
Yen dolardan daha zayıf.
- The yen is weaker than the dollar.
Kızın sesi gittikçe zayıfladı.
- The girl's voice became weaker and weaker.
His influence in the committee became weaker and weaker.
- Sein Einfluss in dem Komitee wurde immer schwächer.
He tends to take sides with the weaker party.
- Er tendiert dazu, zu der schwächeren Seite zu halten.