Mary asked Tom to give her a cuddle.
- Mary Tom'un ona bir sarılmasını istedi.
I saw a young couple cuddling on a park bench.
- Bir park bankında genç bir çiftin sarıldığını gördüm.
I enjoy reading, cuddling by the fireplace and slow dancing.
- Okumaktan, şöminenin yanında sarılmaktan ve yavaş dans etmekten zevk alırım.
Will you wrap this package neatly for me?
- Bu paketi benim için düzgün bir şekilde sarar mısın?
My mother wrapped the sandwiches in paper.
- Annem sandviçleri kağıda sardı.
She bandaged his finger with a handkerchief.
- Bir mendille parmağını sardı.
Tom's head is covered with bandages.
- Tom'un kafası bandajla sarılı.
That rope has to be coiled.
- O ip sarılmak zorunda.