Seninle flört etmiyorum!
- I'm not flirting with you!
Tom onunla flört ettiğimi düşünüyordu.
- Tom thought I was flirting with him.
Tom bütün gece Mary ile flört ediyordu.
- Tom has been flirting with Mary all night.
Tom ve Mary her zaman birbirleriyle flört ediyorlar.
- Tom and Mary are always flirting with each other.
Fransızların flört etmede iyi oldukları doğru mu?
- Is it true that the French are masters at flirting?
Tom Mary ile flört etmeye başladı.
- Tom began flirting with Mary.