ormanı

listen to the pronunciation of ormanı
Türkisch - Englisch

Definition von ormanı im Türkisch Englisch wörterbuch

orman
jungle

The lion is the king of the jungle. - Aslan ormanın kralıdır.

The voices coming from the jungle frightened the explorers. - Ormandan gelen sesler kaşifleri korkuttu.

orman
{i} forest

Claude, an autotropic boy in my class whose skin is green due to chlorophyll, dreams of foresting the moon. - Claude; sınıfımda klorofil dolayısıyla yeşil tenli olan ototrofik bir çocuk, ayın ormanlaşmasını hayal ediyor.

The activists were last seen in a remote, forested corner of Brazil. - Aktivistler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler.

orman
{i} woods

The public is requested not to litter in these woods. - Vatandaşların ormana çöp dökmemeleri rica olunur.

Yesterday we were biking in the woods. - Dün ormanda bisiklete biniyorduk.

ormanı yok etmek
disafforest
orman
wildwood
orman
sylvan
orman
hurst
orman
forestry

Tom majored in forestry. - Tom ormancılık alanında ihtisas yaptı.

Tom has a degree in forestry. - Tom'un ormancılık alanında bir diploması var.

orman
forrest
orman
the jungle
orman
forestal
geyik ormanı
(Hayvan Bilim, Zooloji) deer forest
koru ormanı
high forest
kıyı ormanı
(Askeri) coastal forest
maki ormanı
scrub
meşe ormanı
oakwood
muhafaza ormanı
(Marangozluk) protection forest
orman
forest, wood
orman
greenwood
seçme ormanı
selection forest
yağmur ormanı
rain forest

We hiked through a tropical rain forest when we visited Brazil. - Brezilya'yı ziyaret ettiğimizde bir tropikal yağmur ormanını gezdik.

zeytin ormanı
olive wood
çam ormanı
pinery
Türkisch - Türkisch

Definition von ormanı im Türkisch Türkisch wörterbuch

Orman
cengel
Orman
(Osmanlı Dönemi) MİHRAB
Orman
mesa
orman
Bu ağaçların bütünü
orman
Ağaçlarla örtülü geniş alan; bu ağaçların bütünü
orman
Ağaçlarla örtülü geniş alan: "Bitmez tükenmez bir orman, bir çalılık içinde gidiyorduk."- M. Ş. Esendal