Yanımda hiç param yok.
- I don't have any money on me.
Yanımda çok param yok.
- I don't have much money on me.
Büyük anlaşmazlıklara karşı zorlu bir mücadeleden sonra, onlar nihayet şirketi tekrar kendi ayakları üzerinde durdurdular.
- After an uphill struggle against great odds they finally got the company on its feet again.
Onlar onun üzerinde çalışıyorlar.
- They're working on it.
beers on me - biralar benden.
... so on up the stack, ensuring that you know which programs are running on your computer, ...
... everybody. Now, that also means that you've got more customers. ...