Casusluk yapmakla ilgili resmen suçlanmadı.
- He was never officially charged with spying.
Kendisini resmen aday olarak ilan etti.
- He officially announced himself as a candidate.
Avustralya'ya seyahatim resmi olarak rezerve edildi.
- My trip to Australia is officially booked.
Resmi olarak tatildeyim.
- I'm officially on vacation.