O, öksüze yakınlık gösterdi ve ona biraz para verdi.
 - She sympathized with the orphan and gave him some money.
Tom on üç yaşında öksüz kaldı.
 - Tom was orphaned at the age of thirteen.
O on yaşındayken yetim oldu.
 - He became an orphan when he was ten.
Boston'da bir yetimhanede yetiştirildim.
 - I was raised in an orphanage in Boston.
O kimsesiz çocuğa acıdı ve ona biraz para verdi.
 - She felt sympathy for the orphan and gave him some money.
Onlar kimsesiz çocuğu evlat edindi.
 - They adopted the orphan.