This isn't about money or power. This is about my legacy.
- Bu, para ya da güç hakkında değil. Bu mirasım hakkında.
I am concerned about my legacy.
- Mirasım hakkında endişe duyuyorum.
This building should be kept as a national heritage.
- Bu bina ulusal miras olarak tutulmalıdır.
We have a rich historical heritage.
- Zengin bir tarihsel mirasımız var.
This is the cultural inheritance of independence.
- Bu, bağımsızlığın kültürel mirasıdır.
The oldest son succeeded in doubling his inheritance.
- Büyük oğlu mirasını ikiye katlamayı başardı
It's very unlikely that Tom's children inherited anything from him.
- Tom'un çocuklarının ondan bir şey miras alması çok zayıf bir olasılıktır.
Tom inherited a lot of money.
- Tom bir sürü parayı miras aldı.
My sixty-year-old aunt inherited the huge estate.
- Altmış yaşındaki teyzem büyük miras aldı.
Edward inherited his uncle's estate.
- Edward amcasının menkulünü miras olarak aldı.